Telefon
WhatsApp
“Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz.”

 

Tıp Bayramı, her Mart ayının 14’ünde kutlanan, Türkiye’de tıp doktorlarının hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür.
14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
Geçmişten günümüze Türk tıbbının gelişim tarihini kısaca inceleyelim.
İBN-İ SİNA (980-1037) AVİCENNA
Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kadar kitap yazmıştır. Batılılarca modern Orta Çağ biliminin kurucusu ve tabiplerin önderi olarak bilinen İbn-i Sina, “Büyük Üstat” ismiyle de tanınır. Tıp alanında yedi yüzyıl boyunca temel kaynak eser olarak süregelen “El-Kanun Fi’Tıp”  (Tıbbın Kanunu) ve Kitabü’ş-Şifa (İyileşme Kitabı) adlı kitaplarıyla ünlenmiş ve bu kitaplar, değişik Avrupa üniversitelerinde 17. yüzyıl ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya şifacı olarak gelenler, İbni Sina ile Hekim, cumhuriyetle birlikte Doktor olmuşlardır.
Hulusi Behçet (1889-1948), Türk dermatoloji uzmanı ve bilim insanıdır.
1937 yılında, bir kan damarı enflamasyonun (vaskulit) hastalığı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet Hastalığını tarif eden ilk bilim insanı olmuştur. I. Dünya Savaşı (1914-1918) sırasında Edirne’deki askerî hastanede dermatoloji ve zührevi hastalıklar uzmanı olarak çalışmıştır. Aynı zamanda Türk tıbbının gelişiminde yayıncılıkta da öncüydü ve 1924'te Türkiye'deki "TurkishArchives of DermatologyandSyphilology" isimli ilk dermato-veneroloji dergisinin sorumlusuydu.
Mazhar Osman (1884- 1951), ruh ve sinir hastalıkları uzmanı ve Türkiye'de ilk modern Ruh Sağlığı Hastanesi kuran Türk hekimidir. Mazhar Osman, Bakırköy’de bulunan ve terk edilmiş bir kışla olan Reşadiye Kışlası'nın bulunduğu araziyi devletten talep etti. Dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Başbakanı İsmet İnönü ve İçişleri Bakanı Refik Saydam’ın onayı ile 1924 yılında başlayan süreç, 15 Haziran 1927 tarihinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin kurulmasıyla tamamlandı.
İbrahim Refik Saydam (1881-1942), Türk Hekim ve Siyaset adamı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Sağlık Bakanı ve 4. Başbakanıdır.
Mustafa Kemal’e Bandırma vapurunda Samsun’a yola çıkarken eşlik eden 3 doktordan biridir. (Diğer iki doktor, İbrahim Tali Öngören, Behçet Adil Feyzioğlu’dur.)
Balkan Savaşında Antalya ve Çatalca cephesinde Kolera hastalığını önleyici çalışmalar yaptı. 1914 yılında atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında Bakteriyoloji Enstitüsünü örgütleyerek tifo dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanoz ve dizanteri serumlarının üretilmesini ve I. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Salgın hastalıklarla mücadelesini cephe hizmetinde sürdürdü. Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşında Alman ordusunda ve Türk Kurtuluş Savaşında kullanıldı.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi 27 Mayıs 1928 tarihinde kurulmuştur. Bu kurumda gerçekleştirilen çeşitli ilklerden bazıları şunlardır: Verem aşısı, kuduz aşısı, çiçek aşısı, tifüs ve akrep serumu, boğmaca aşısı, influenza aşısı (1950). Dünyaca ünlü bu merkez dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından 2011 yılında kapatılmıştır.
Tıbbıyeli Hikmet (Boran) (1901- 1945): Türk doktordur.
Tıbbiye öğrencisi iken İstanbul’un işgaline karşı okulda direniş örgütlenmesinde aldığı rol ve tıbbiyelilerin temsilcisi olarak katıldığı Sivas Kongresinde yaptığı manda karşıtı konuşma ile tanınır. Türk Kurtuluş Savaşına katılmış; savaştan sonra genel cerrah olarak görev yapmıştır. Gazeteci ve sanatçı Orhan Boran’ın babasıdır.
Muin Memduh Tayanç (1914-1967) Türk hekimi
İsmi unutulmaya yüz tutmuş, adını dünya tıbbına armağan ederek Tayanç sendromunu tanımlayan dahiliye doktoru.
Hasan Nusret Fişek (1914-1990) Türk hekimdir. Türkiye'de Halk Sağlığı disiplininin kurucusu ve sosyalleştirilmiş sağlık hizmetlerinin mimarıdır. Tıp Bilimleri Felsefe Doktoru olan ilk Türk'tür.
“Herkese  eşit, nitelikli sağlık hizmeti” düşüncesinin savunucusu idi. Meslek hayatı boyunca Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı, Refik Saydam Hıfzıssıhha Okulu Müdürlüğü, Hacettepe üniversitesi Toplum Hekimliği Enstitüsü Müdürlüğü, Türk Tabipler Birliği Başkanlığı gibi görevler üstlendi. Türkiye'de sağlık hizmetinin ülkenin ücra köşelerine kadar yayılması; köylere ebe, ilçelere doktor, yardımcı sağlık personeli, gerekli araç ve gereç ulaştırılması için çalıştı.
Türkan Saylan (1935-2009), Türk Tıp Doktoru,  akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği eski Genel Başkanıdır.
1976 yılında Lepra  (cüzzam) çalışmalarına başladı, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurdu. 1986’da kendisine Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütünün Lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği’ni yaptı.
1989 yılında, “Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak” amacı ile oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği  kurucularındandır ve uzun bir süre Genel Başkanlığını yürütmüştür. Anadolu ve Trakya’da binlerce kız çocuğuna eğitim hakkı vererek. Topluma, üretime kazandırmış, çocuk gelin olmaktan kurtarmıştır.
GATA: Hastane ilk olarak “Gülhane Seririyat Hastanesi” adı ile Padişah II. Abdülhamidin doğum günü olan 30 Aralık 1898 tarihinde törenle açılmış, “Gülhane” adıyla kurulduktan hemen sonra tıbbiyeden  mezun olan asker hekimler bölükteki  görev yerlerine gitmeden önce Haydarpaşa Askeri Hastanesi yerine burada bir yıl pratik eğitimine başlamışlardır. Yıllarca askeri hekim yetiştiren, savaş cerrahisi ve devamında rehabilitasyon, protez konusunda dünyaca ün yapmış hastane 2016 yılında askeriyeden devir alınarak şehir hastanesi haline dönüştürülmüş ve onlarca yılın birikimleri maalesef yok olmaya yüz tutmuştur.
Cemil Taşcıoğlu (1952 -  2020), Türk hekimdir.
Covid 19 Pandemisi  sırasında Türkiye’de  görülen ilk vakalara baktı. Bu muayeneler sırasında koronavirüs kaptı. Uzun bir süre tedavi altında kalan Taşcıoğlu, 1 Nisan 2020 tarihinde Covid 19 hastalığı nedeniyle Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldü.  Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin adı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi olarak değiştirildi.
Mahmut Gazi Yaşargil (1925—-), Türk bilim insanı ve tıp hekimi.
Beyin ve sinir cerrahisi alanında uzmandır. Beyin cerrahisi pratiğinde, mikroskop kullanımının (mikrocerrahi) hayata geçirilmesinde ve yaygınlaştırmasındaki katkılarıyla tanınır. 1999 yılında Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi'nde Neurosurgery Dergisi tarafından “1950-2000 Yüzyılın Beyin Cerrahı” unvanı verilmiş ve Avrupa Nörolojik Cerrahlar Birliği onur madalyası ile onurlandırılmıştır
Münci Kalayoğlu (1940—-), Türk genel cerrah, karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor. Organ nakli, özellikle de karaciğer nakli konusunda uzmanlaşmış ve tanınmış Dr. Kalayoğlu dünyanın en iyi cerrahlarından biri olarak kabul edilir.
Özlem Türeci (1967----), Türk immünolog, akademisyen, bilim ve iş insanı. Kanser araştırmaları konusunda deneyimli bir araştırmacı olan Türeci, BionTech adlı biyoteknoloji firmasının kurucularındandır ve baş tıbbi sorumlusudur. Kanser İmmünoterapi Derneği (CIMT) Başkanı olarak görev yapmakta ve Mainz Gutenberg Üniversitesinde de dersler vermektedir.
Uğur Şahin (1965—-), Türk immünolog ve onkolog, akademisyen, bilim ve iş insanı.  BionTech kurucu ortağı ve CEO'su olan Şahin aynı zamanda Tıp Merkezi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Şahin ve eşi Özlem Türeci, 2019 yılında Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgınının kaynağı SARS-CoV-2’ye karşı geliştirilen aşının yaratıcısıdır.
Aziz Sancar (1946—) Türk doktor, akademisyen, biokimyager, moleküler biyolog. 2015 yılında, DNA onarımına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Kimya Ödülüne layık görülmüştür. Nobel ödülü alan ilk Türk Hekimdir.
8 Nisan 2023 tarihi itibarıyla Dünya'da 684.906.699 onaylanmış vaka, 657.635.742 iyileşen varken virüs nedeniyle 6.837.598 hasta öldü. Bununla beraber dünyadaki en önemli sorunlardan biri de COVID-19 pandemisi ile mücadele eden sağlık çalışanlarının enfekte olarak kaybedilmesidir. COVID-19'a yakalandıktan sonra dünya çapında en az 7.000 sağlık çalışanının öldüğünü ortaya kondu. Türkiye’de 98 doktor ve yüzlerce sağlık çalışanı kaybedildi.
Şiddet; kendine ya da bir başkasına grup ya da topluluğa yönelik olarak ölüm, yaralanma, ruhsal zedelenme, gelişimsel bozukluğa yol açabilecek fiziksel zorlama ya da tehdidin amaçlı olarak uygulanması olayıdır. Son yirmi yıldır sağlıkta dönüşüm programı adı altında sürdürülen özetle sağlıkta tüketim, kışkırtılmış sağlık talepleri ve bol bol tetkik üzerine yoğunlaşan, sağlığın en temel insan hakkı olduğu unutularak bol bol hastanelere gidip doğru bir tedavi almadan bol bol ilaç tüketen bir toplumsal dönüşüm yaşandı. Dünyada acil servislere en çok başvuran, dünyada sağlıkçılara en fazla şiddet uygulayan güzel ülkemizde yaşatmak için yemin edenlerin beyaz önlükleri kanla doldu. Son 15 yıldır 12 hekim görevi başında katledildi. Dr. Ersin Aslan, Dr. Ekrem Karakaya, Dr. Göksel Kalaycıoğlu, Dr. Ali Menekşe, Dr. Kamil Furtun, Dr. Fikret Hacıosman, Dr. Edip Kürklü, Dr. Melike Erdem, Dr. Aynur Dağdemir, Dr. Hüseyin Ağır, Dr. Sait Berilgen, Dr. Abdullah Biroğulu  Kaybettiğimiz meslektaşlarımızı, sözlü, yazılı, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz tüm sağlıkçıları saygı ve minnetle  anıyor, bu şiddet sona ersin diyoruz. Bu yazının mürekkebi kurumadan Gaziantep Nizip Devlet Başhekim yardımcısı Uzm. Dr. Feray Balkan’ın eski eşi tarafından katledildiğini öğrenip tekrar kahroluyoruz .
Geçen yıl yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli on ili direkt etkileyen deprem felaketi yaşandı. Resmî rakamlara göre 62 bin, resmî olmayan rakamlarda ise 100 bini aşkın insanımızı kaybettik. Kaybedilen canlar arasında maalesef 103 meslektaşımız ve yüzlerce sağlık çalışanı da vardı. Hepsini saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Sağlıkta şiddet, can güvenliği, zorlu çalışma koşulları, bitmeyen nöbetler, emekliliğe yansımayan ücret planlaması, kışkırtılmış sağlık talebi ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle her yıl artarak daha fazla Hekim, ülkeyi terketmeye zorlanıyor. Konuyla ilgili siyasetçilerin parmak şıklatarak, para için gidiyorlar demesine inanmayın.
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”
diyen Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’dan, “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz”, diyen ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’den, “Hekimler, varsın giderlerse gitsinler”, diyen siyasi anlayışa dönmek utanç verici. Hiçbir  yere gitmiyoruz. Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkan savaşlarından kurtuluş savaşına, genç cumhuriyetin her yerinde, canla başla bu toprakları bize vatan yapanlara minnet borcumuz var. Terketmeyeceğiz!
Tıp Bayramınız kutlu olsun.

Haber Yazı Detay Alt Kısım Reklam Alanı 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!